Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) iş birliğinde düzenlenen 9. Su ve Kanalizasyon İdareleri (SUKİ) Genel Müdürler İstişare Toplantısı Ankara’da TBB Hizmet Binasında gerçekleştirildi.
Su ve kanalizasyon idarelerinin sorun ve çözüm önerileri ile mevzuata ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıya Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyeleri; Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Prof. Dr. Lütfi Akça ve Prof. Dr. Tarkan Oktay, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Bilal Dikmen, 27 büyükşehir belediyesinin su ve kanal idarelerinin genel müdürleri ile çeşitli kamu kurumlarından yetkililer ve akademisyenler katıldı.
Toplantının açılışında kısa bir konuşma gerçekleştiren TBB Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici su ve kanal idarelerinin halkın sağlığını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğini belirtti. 2014 yılında yapılan düzenlemeyle büyükşehir sayısının 30’a çıktığını ifade eden Ekici, halkın çok büyük bir kısmının artık büyükşehir sınırlarında yaşadığına dikkat çekerek, su kanal idarelerinin nüfusun yüzde 80’ine hizmet verdiğini kaydetti. Ekici, 2014 yılından bu yana su kayıp kaçaklarının azaltılması ve atık su arıtma hizmetlerinin iyileştirilmesi konusunda çok önemli yol kat edildiğine değinerek gidilecek daha çok yol olduğuna inandığını da sözlerine ekledi.
Karatepe : “Eğer bu idareler kurulmasaydı büyükşehir belediyelerinin su ihtiyacı bu kadar kolay çözülemezdi”
Toplantının başarılın geçmesi temennisiyle sözlerine başlayan Yerel Yönetim Politikaları Genel Kurulu Başkan V. Şükrü Karatepe, Türkiye’de yerel yönetimlerin geçirdiği dönüşüm sürecine ilişkin bilgiler vererek su ve kanal idarelerinin yerel yönetimlerin en temel kurumlarından biri olduğunu ifade etti. SUKİ’lerin yerel yönetimlere kimlik ve kişilik kazandırdığını söyleyen Karatepe, “SUKİ’ler belediyelerimizin sanayi toplumuna uyum sağlamasının en temel müessesesidir. Eğer bu idareler kurulmasaydı büyükşehir belediyelerinin su ihtiyacı bu kadar kolay çözülemezdi. O yıllarda şehirlerimize saatle su veriliyordu. Türkiye’nin bunları unutmaması lazım.” dedi. ‘Belediyeler neyi yapamaz?’ sorusunun cevabının olmadığının altını çizen Karatepe, “Son kanuna göre belediyeler her şeyi yapar. Kanunun yasaklamadığı her şey serbesttir.” ifadelerinde bulundu.
Karatepe, belediye başkanlığı döneminde edindiği tecrübelerden örnekler vererek Su ve Kanal İdareleri Kanunu’na ilişkin değerlendirmeler yaptı. Karatepe sözlerine söyle devam etti: “Cumhurbaşkanımız 1994’te İstanbul’da belediye başkanı olduğunda bu kanunların hiçbiri yoktu. Yine de başarılı oldu ve merkezi idarede iktidara geldi. İşte yöneticilik budur. ‘Kanun bana yetki vermiyor’ diye belediyecinin bekleme hakkı yoktur. İmkânı zorlayıp ihtiyacı karşılamak gerekir. Kanunda yetersizlik var ama buna rağmen gayret etmek ve başarmak durumundayız.”
Karatepe konuşmasında ayrıca, yeni büyükşehir olan belediyelerdeki tecrübe yetersizliğine değindi. Özellikle seçim dönemlerinde su ile ilgili popülizm yapıldığına vurgu yapan Karatepe, suyun siyasete malzeme edilmesini yanlış bulduğunu ifade etti. Kayıp-kaçaklar kontrolü, enerji sorunu, suyla ilgili yetki karmaşası ve havza çalışmalarından da bahseden Karatepe, konuşmasını toplantının başarılı geçmesi temennisiyle noktaladı.
Eroğlu: “Su hizmeti en hayırlı hizmettir”
Toplantıya ev sahipliği yapan TBB’ye teşekkür eden Prof. Dr. Veysel Eroğlu, su ve kanal idarelerinin büyükşehir belediyelerinin en önemli birimleri olduğunu belirtti. “Su hayattır. Su hayatın kaynağıdır. 2,5 milyar insan sağlıklı suya erişemiyor. Türkiye’de suya erişim yüzde 100. Afrika’daki aç ve susuz insanlara da yardım elimizi uzatmamız lazım. Su hizmeti en hayırlı hizmettir.” diyen Eroğlu, konuşmasında sık sık İSKİ Genel Müdürlüğü tecrübelerine yer verdi. Eroğlu, katılımcılara büyük düşünmelerini tavsiye ederek, “Büyük hedeflere yelken açın. Hedefi olmayan geminin ulaşacağı liman yoktur. Plan yapın. Türkiye’de en çok heba edilen unsur zamandır. Zamanı telafi etmek mümkün değil. Parayı, personeli ve zamanı iyi yönetmeniz lazım.” dedi. Bilgi ve tecrübenin paylaşılmasının önemine vurgu yapan Eroğlu, tecrübelerin paylaşılması ve bilgi paylaşımı konusunda cimrilik yapılmaması tavsiyesinde bulundu.
Eroğlu, eğitimin önemine dikkat çektiği konuşmasında “İSKİ genel müdürü olduğum zaman tüm çalışanları üç kademeli eğitimden geçirdik; intibak eğitimi, mesleki eğitim ve ihtisas eğitimi. Dünyada ‘her şeyi bilirim’ devri geçmiştir. Mutlaka istişare toplantıları yapın. İstişare sünnettir. Bilen kişilerle tartışacaksınız, gerekirse tenkit etmelerine imkân sağlayacaksınız.” dedi.
Mevzuatta eksik yönler olduğuna da değinen Eroğlu, “Mevzuat her şey demek değildir. Ben eski kanunla her şeyi yaptım. Yapamayacağınıza dair bir kanun yoksa her şeyi yapabilirsiniz. Doğru yaptıktan sonra mevzuat sizin mevzuatınız olur. Yetki kullandığınız kadardır. Siz yaptığınız işten eminseniz hiç endişe etmeyin. İşinizi şevkle yaparsanız başarılı olursunuz. ” şeklinde konuştu.